Gebelikte nefes darlığı ve nefes nefese kalma gibi belirtiler, en sık karşılaşılan şikayetler arasında yer alır. Bu şikayetler genellikle gebeliğin 16. haftasından itibaren etkisini göstermeye başlar. Bunun yaşanmasının en büyük sebebi, gebelik döneminde artan oksijen ihtiyacının karşılanmasına yönelik meydana gelen solunum sistemindeki değişimlerdir. Gebeliğin sonlarına doğru bebeğin yukarıya doğru büyümesiyle göğüs kafesine baskı yapması nedeniyle etkiler daha belirgin hale gelir. Ancak gebelikte olan her nefes darlığının gebeliğe bağlanması doğru değildir. Bu nedenle nefes darlığı çeken anne adaylarının doktora danışmasında fayda vardır.

Bazı anne adayları da nefes darlığı gibi algılanan nefes açlığı çekebilir. Bu durum, anne adaylarının derin nefes almakta güçlük çekmesiyle oluşur. Normalde otomatik şekilde gerçekleşen nefes alma işlevi sekteye uğradığından, derin nefes alma başarısız olur ve yarım nefes alındığından anne adayları nefes darlığı ya da nefes açlığı çeker. Nevrotik solunum olarak tanımlanan bu durum, çoğunlukla psikolojik gerginlik nedeniyle yaşanan kısır döngü içinde geçer. Derin nefes alma başarılamadığında, derin nefes almaya odaklanılır. Ancak nefes alma yarım kalır ve buna daha fazla odaklanılır. Bu daha çok geceleri yaşanır ve uykuya engel olur. Anne adaylarının bunu yaşadığında, derin nefes almaya odaklanmaktan kaçınması gerekir. Bunun başarılması zor olsa da en iyi tedavi şekli budur. Buna engel olunamıyorsa, mutlaka psikolojik destek alınmalıdır. Sorun daha çok mükemmeliyetçi olan kişilerde görülen psikosomatik bir etkendir.

Gebeliğin son döneminde sıkça etkili olan nefes darlığı, gebeliğin normal sayılan etkilerinden kaynaklanmaktadır. Akciğerlerin altında olan düz kasların yapısının, bu dönemde rahmin büyümesi nedeniyle akciğerleri yukarıya doğru itmesi sonucu, akciğerlerin görevini yerine getirmekte zorlanması nedeniyle nefes darlığı yaşanmaktadır. Nefes darlığı çeken anne adaylarının bu durumdan bebeklerinin de etkilendiğini düşünmesi yanlış bir inanıştır. Bu dönemde genişlemiş solunum ve solunum sistemi nedeniyle bebekler bundan etkilenmemektedir.

Gebeliğin olağan belirtilerinden olan nefes darlığını tamamen engellemek mümkün olmasa da, alınabilecek bazı önlemler bunun hafifletilmesine yardımcı olabilir:

Gebelikte 16. haftadan önce görülen nefes darlığı ise normal kabul edilmemektedir. Bu durumda mutlaka doktora danışılmalıdır.

Gebelikte normal olarak kabul edilen nefes darlığı bazı hallerde ciddi hastalıkların etkisiyle oluşabilir. Gebelikten önce astım, bronşit, zatürre gibi sorunların olması, bu süreçte daha ciddi sorunların oluşmasına sebep olabilir. Özellikle ani bir şekilde yaşanan nefes darlığında, anne adaylarının akciğer embolisi açısından değerlendirilmesi gerekir. Nefes darlığına eşlik eden hızlı solunum, nefes alırken ağrı duyulması, cildin soluklaşması, tırnaklarda ve parmaklarda mavilik, sürekli öksürük, ateş ve titreme, oksijen yetersizliği gibi etkilerin olması halinde, acil olarak doktora gidilmelidir.